Hikaye, yazım ve kurgusal dünyalara hoş geldiniz!

sonsuz yaratıcılıklar dünyası, kağıt ve kalem.

 

Çizerlik kadar yazarlık da kurgusal dünyalar yaratmakta etkilidir, bir çok furry çizimlerini yazılarıyla birleştirip ayağı daha yere basan bir evren yaratıp zaman geririr. Furry yazımı çoğunlukla furryler hakkında olsa da bu kişiler herhangi bir konuda yazı yazacak kadar bilgi sahibi kişilerdir.

İşte yazarlarımızdan biri olan Solsana’nın hikayesinden bir kesit

Karışıklık içerisinde koridorda yürümeye çalışıyordu Sevik ve Solsana. Ansızın yapılan mürettebat değişimleri yüzünden halihazırda başka gemilerde görevlendirilmiş olan personel kişisel eşyalarını taşımak için ışınlayıcılara hücum etmiş, yerlerine atanan kişilerde ışınlama sırasının bitmesini bekliyordu. Yer değiştiren personellerin dışında yeni atanan acemi grup ise ortalıkta ezilmemeye çalışıyordu. Sevik eşyalarını çoktan taşıtmış olmasına rağmen Solsana elinde ağır bir çanta taşıyordu ve içinde ne olduğunu cevaplamaya niyetli değildi.

Kalmak üzere olan 3. mekiğe son anda sıkışıp girdiler. “Daha bunun gibi iki mekik daha var. Nasıl bu kadar kalabalık olabiliyor?” diye sordu Solsana. “Bildiğim şekliyle gemi ikar sınıfı gemilerin modifiye hali. İkar sınıfı gemilerde yalnızca iki tane hava kilidi var.” “Evet, durumu bu açılıyor.” Mekikteki kalabalık sebebiyle kimsenin rütbesinin belli olmamasından olmalı ki Sevik’in ayağına bir kişi sertçe bastı. Hiçbir şekilde dönüp bakma gereksinimi görmeyen er mekiğin en ucuna söylenerek gitti. Olaydan hemen sonra Sevik ve Solsana bacaklarına sürtünen sert, tırtıklı ve silindirik bir yapı hissettiler. Belden aşağı tek bir uvzu olmasından dolayı rütbesi büyükçe belli olan baş tıp subayını gördüler. Daha mürettebat listesini bile göz gezdiremeyen Solsana hiç tanımamış olmasına rağmen Sızersiyanlı doktoruna güven duyarak baktı. Kendisiyle mekikten inince tanışmayı planlıyan Solsana mekiğin iniş yapıp kapısının açılmasına eş zamanlı bir şekilde uzuvlarını kasarak hızla uzaklaşan doktora arkadan bakakaldı. “Kendisiyle tanışmayı umuyordum. Umarım acele etmesi güzel bir sebeptendir” dedi Sol. “Bizde acele etsek iyi olacak.” dedi Sevik Gemiye inen ikili kalabalıktan uzaklaşarak hızlı bir şekilde asansörlere gittiler.

Kısa süre sonra yanlarından geçen sarı yakalı kişi 4. asansörün asansör boşluğunda yapılan güç devresindeki modifiyeden dolayı kapatıldığını söyledi. En yakındaki asansörü gösteren sarı yakalı elindeki aletlerle uzaklaştı. Gösterilen asansör ile ikili 2. güverteye çıktı. Geminin obsidyenden yapılmış siyah duvarlarının aksine 2. güverte daha gri bir tona ve sarı ışığa sahipti. “Altıgen duvarlardan en çok burayı sevdim.” diyen Solsana elindeki çantayı bırakıp sarı ışık kaynağının önüne geçti. Boynunu gerip sadece 2 saat önce bıraktığı ışığa özlem gidermeye başladı.

Sevik odasına girip yerleşmeye başlarken Solsana uzun boynunun tutulduğunu fark edince çantasını alıp Sevikin arkasından odaya girdi. Diğer bütün mürettebat odalarını aksine bu oda iki katlıydı. Hayran bir şekilde “Kendi mutfağın bile var” dedi. “Artık yeni gemilerin bazılarında genel yemekhane bile bulunmuyor.” diye de ekledi. “Çok da iyi yemek yapıyorum ya…” dedi Sevik tavaları ve elektrikli ocağını incelerken. “Ocaklar ve yemek yapmakla aram iyi değil. Daha ucuz diye tüter gazı kullanılıyordu eskiden. Çok pis kokardı ve bazen yemeğe kokusu sinerdi.” “Benim küçükken hiç öyle derdim olmazdı. Yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda. Büyük kuş torunlarının öyle olmasına çok kızardı tabi. Kendisi sürekli 6. Tank tugayının kızıl hanedana karşı aç bir şekilde nehirden nasıl geçtiğini ve nasıl hanedanlığımızın kurulduğu şehri etnik temizliğe ve saflığa ulaştırdığını anlatırdı.” Solsana dalıp gitmeye başlayınca Sevik kolunu okşayarak. “Jaaz’ı özlüyorsun değil mi?”diye sordu. Afallamış halde “Olayların böyle gelişeceğini hiç bilemedim. Milyarlarcası benim bir hatam yüzünden, ablam benim-” yavaşça sesi kısılan kuş en sonunda gagasını kapatıp dikleşti. “Bu olay için tamda suçluları cezalandıracağımız gün üzülmeyelim.” dedikten sonra hızlı bir şekilde odanın köşesindeki içecek dolabından içecek aramaya başladı. “Sana gerçekten kıyak çekmişler” diye geçirdi Sol. “Sizeryanlı subayımız umarım gezegeninden Sizeryan birası getirmiştir.” “Şuandakini saklama-“Sevik bira şişesinin Solsananın elinde gittiğini görünce hızla arkadan koşup Solsanaya yetişti. İkili biranın sahipliğini alma konusunda şakalaşırken yere düştü “Tüylü kuyruk kime ait?” “Bana ait efendim” dedi monoton ve yorgun bir ses…. Yavaşça herkes yerden kalktı. “Tüylü kuyrukta dolayı anlamam gerekirdi” dedi Solsana.